|
|||||
|
|||||
|
|
||||
|
|||||
|
|||||
|
|||||
XX. Yüzyılın Ünlü
Sihirbazları..
|
|||||
|
|||||
|
![]() |
||||
) 1850-1940 yılları arasında geçen süre, mekanik ve elektrik alanlarındaki önemli buluşların ve beklenmedik hızlı gelişmelerin de yoğun yaşandığı bir dönemdi. Aynı dönemde, illüzyon sanatı da önce “bilimselleşti”, ardından da sahne sunumuna sanat özelliğini ekledi. illüzyonistler, seyircilerin umutlarına ve mucize beklentilerine, mekanik niteliği önde gelen oyunların o dönem için güçlü olan etkileyicilikleri ile cevap verdiler. 1950-2010 arasını ise, önce elektronikteki gelişmelerin yaygınlaştığı, daha sonra da bilgisayar ve internetin, yani bilişimin geliştiği, bu sayede insanlar arasında fikir ve duygu aktarımının da arttığı yıllar olarak tanımlayabiliriz. İllüzyonistler bu yıllarda, gösterilerini çok daha fazla sayıda kişiye ulaştırma imkanı buldular (Televizyon, VHS kasetler, DVD’ler, dev salonlarda sunulan gösteriler, vb), bol görsellik içeren, postmodern görünümlü, bu açıdan -yine- gelecek için umut ve mucize duygusunu besleyen illüzyon oyunları sunmaya ve bunun yanında da ne kadar becerikli olduklarını, dolayısı ile seyircinin de bu beceriye pekala ulaşabileceği illüzyonunu pazarlamaya başladılar. Tıpkı kapitalizmin
“siz de birgün zengin olabilirsiniz” aldatmacası gibi.. 2010 yılından itibaren tüm dünyada insanların elinde, iletişimi ve bilgiye erişim imkanını son derece arttıran, anında yayın yapma imkanı ve her türlü yazılı ve görsel materyeli izlemeyi sağlayan yeni nesil cep telefonları
bulunur oldu. aktarabilen bu insanların çeşitli umutları ve mucize beklentileri de artarak devam ediyor. Sorun, refah seviyesi yükselse de insanların beklediği mucizelerin gerçekleşemiyor olması ve insanların, kendi yaşamlarının, evrenin, yani her şeyin sanki bir tür “sihir” olduğunu fark edemeyip, arayışlarını git gide her ülkede çoğalan umut tacirlerinin peşinden koşarak sürdürmeye devam ediyor olmaları. Sihirbaz Dostlarım, sunacağınız gösterilerin mekanik kökenli şaşırtıcılığı artık seyircilere eskisi gibi ilginç gelmeyecektir, çünkü o seyirciler zaten kendi cep telefonlarına bir internet mağazasından uygulama indirip arkadaşlarına vasat bir sihir oyunu sunabiliyorlar ve mekanik illüzyonlar
eskiden olduğu kadar ilgilerini çekmiyor. olup, bir "ağ"lar (network'ler) oluşturarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Eğer, gösteriniz yüce evrensel öğeler içerip seyircide çarpıcı ve çekici etki yaratıyorsa, gösteri boyunca seyircinizle ortaklaşa yaşanan güçlü bir duygusal zaman yaratabiliyorsanız, bu zamanı yaşamın ve evrenin inanılmaz sihirinin anlatımı ile sanatsal bir sürece dönüştürebiliyorsanız, kısacası seyircileri kendi çocukluklarının üç dört yaşlarındaki, o her şeyi birer mucize gibi keşfettikleri zamana geri götürebiliyorsanız ve hatta sonrasında da sizi hep hatırlamalarını, internet üzerinden sizinle bağlantı halinde kalmalarını sağlayabiliyorsanız, artık, başarılı bir sihirbazsınız. Sizi seyretmeye gelirler, hem de defalarca.. Bu durumda, kullandığınız illüzyon malzemelerinin bir kısmına artık yepyeni sunumlar bulmanız ve gösterinizin doğal, yalın ve kolayca duyguları hedefler olması ve hatta tabiatın güzelliğini, evrenin yüceliğini (bazen de kimi “gerçeklerini”) aktaran ve hatırlatan malzemelerin, aksesuarların, illüzyon oyunlarının ve senaryoların da yer aldığı bir sunuma dönüşmesi gerekli olacaktır. Size göre, seyirciniz neyi umut ediyor, yaşamlarında hangi mucizelere ihtiyaç
duyuyorlar? (Not: Bu yazıdaki ana fikir, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sunulacak illüzyon gösterileri için geçerli olabilir. Dünyanın yoksulluk çeken büyük kesimi için yaşam, bambaşka gerçekler üzerinden sürmekte, öncelik ve ihtiyaçlar
tamamen farklı olmaktadır. |
|||||
© 2018 Bu sayfanın tarih araştırmaları Dr. Selim Başarır tarafından yapılmıştır.